Yüzyıllar sonra ışığım ulaşmış beni uzaklardan izleyenlere, ne yazık ki gaz ve toz bulutları kalmış benden geriye.
“Her nefis ölümü tadacaktır” dedi bir zamanlar Âmâ’daki...
Nefis nedir bilir misin?
Nefis Ben’in ihtiyacından doğar.
Nefis terbiyesi nedir bilir misin?
Nefsi öldürmek değil nefse ihtiyacını hatırlatabilmektir. “Nefsinize zulmetmeyin, nefsinizin de üzerinizde hakkı vardır.”
Nefis ne kadar somut olanla tatmin olsa da kendisine soyut olanla birlikte de kat be kat acı çeker. Biliyorum dostlarım hepiniz geceleri ağlıyorsunuz.
Siz gözleriyle ağlayanlar;
Sevinin, gözyaşlarınız ilaç olarak yeter size!
Benim asil dostlarım;
Sizin işiniz ise onlardan çok daha zor...
Gözleriniz çölün kendisi gibi kuru kalbiniz ise güneşin alevinde ter dökercesine yaş’lı.
Halinizden şikayet etmeyin, tekrar hatırlatayım size sevindirici haberi;
“Her nefis ölümü tadacaktır!”
Öyle ise siz de ölmeden tadın ölümün lezzetini.
Gözünüzü elle tutulur olan boyamış kör olmuşsunuz, yanlış yerlerde arıyorsunuz teselliyi.
Hiçbir şeyi unutmamalı insan!
Hatırla, en büyük acılarını!..
Acıların yoldaş olacaktır sana.
Yalnız yönelmelisin seni sen yapana.
Terbiye denir İhtiyaç olanı hatırlamaya...
Dön kalbine bak etrafına, seninle birlikte acı çekenler teselli olmuyor mu sana?
Hatırla, “Asil Bencillik” demiştim adına!..
Peki ya şimdi?
Bendeki bizi görebildin mi?
Hiç yorum yok:
Yorum Gönder