Yokmuş zerrede karanlığın tânesi
Kursağımı yutan zindan nerede?!
Bağrına basan sinede vîrânesi
Yâreli dilimdeki derman nerede?!
Aslı var iken gölgeyi gördüm
Durmandan ömrüme ismini ördüm
‘Ümit Kesme!’li emrin sordum
Kendime düşen hüsran nerede?!
Ne semtine baktım ne toprağa
Tufandım katrede vardım ırmağa
Sîneme saplanan beyaz bayrağa
Pençesini vuran aslan nerede?
Yüz görmüşün yüzü handân imiş
Sakladığı bir çizgide pinhân imiş
Noktadan gördüğüm burhân imiş
Hep kurguladığım isyan nerede?
Affet, gözüme çalan kara jengi.!
Affet, sensiz olan sesleri, rengi.!
Affet, ismine kurbân veren cengi.!
Eşiğinde yattığım sultan nerede?
Çifteler ile ordan oraya sürdüler
Rüyalarımı bir bir hayra yordular
Bir de tutup bu hâki sordular
Ayak altındaki umman nerede?
Handan: mutlu
Pinhan: gizli
Burhan: delil
Jeng: toz, pislik
Hâk: toprak