25 Mart 2020 Çarşamba

Hatır

Hayatımızda ne kadar önemli ya da önemsiz bir takım olaylar yaşansa da geçmişe dönüp baktığımızda, bu anıların görünmeyen güzelliklerinin anılmasını isterim. Geçmişimiz birkaç güzel cümle, birkaç güzel kelimeyle anılsın, kalplerimiz her daim iyiye, güzele ve doğru olanda daim olsun. Algılarımız açık, zihnimiz berrak, kalemimiz ise her zamankinden keskin olsun. Niyetlerimiz her ne kadar iyi olsa da sözlerimiz daima dürüst kalsın isterim. En başta kendimize karşı dürüst olabilmeyi öğrenebilmeyi isterim. Derin düşünebilmeyi benden sonrakilere öğretebilmek isterim çünkü derin düşünen kimse nasıl davranırsa davransın ya da yargılasın daima haksız olduğunu bilir.

Bir keresinde dostlarımdan biri sormuştu; "Haklı mı olmak istiyorsun mutlu mu?" diye.
“Haklı olmadan mutlu olabilir miyim ki? ”diye sordum kendi kendime.. O zamanlar bilmiyordum, daha doğrusu kabullenemiyordum; meğer ben en başından haksızmışım, mutluluğu isteyeyim öyle ise...

"İnsan paylaştıkça vardır.” dedi Meczup.
Çokça durdum bu sözünün üzerinde, ne de olsa derin düşünmeye başlamıştım bir kere...
İnsan kendini ifade edebildiği kadar vardır başkalarının gözünde.
Bizler, kendimizi ne kadar doğru ifade edebiliyoruz acaba?
Sorular, soruları doğuracak, bu gidişle de bize hiçbir zaman sıra gelmeyecek...

Pek meşakkatliymiş insanlarla yaşamak, çünkü öylesine zormuş susmasını bilmek ve insan bütün bir yıl sustu mu gevezeliği unutur, konuşmayı öğrenirmiş.

Affedersiniz fazla konuştum, şimdi de biraz Âşık’lar konuşsun:
Gönül kafeste durmaz uçar,
Dünya bir han konan göçer,
Ay dolanır yıllar geçer,
Dostlar beni hatırlasın.

Ben ulaşamadıklarımın gözünde, sözünde, kalbinde daima iyi hatırlanmak isterim...

Hiç yorum yok: