Uzun süren seyrimle gökyüzündeki değişimleri hemen fark ediyorum.
Teyit etmek için bir daha bakıyorum, zifiri karanlığın ötesindeki aydınlığa...
Bir arayışın belirtisi mi acaba eylemim?
Neyi arıyorum süslenen yıldızlı gecede?
Peki ya, neyi bulmayı umut ediyorum?
Umut?
Her açılışında bana rahatsızlık veren paslı ve gıcırtılı o kapının sebebi olan duygudan mı bahsediyoruz?
Ne de olsa güvenilene hazırlıksız yakalanmak da insanca, pek insanca...
Hangimiz dayanabileceğimiz bir sırt istemedik ki bu güvensiz dünyada?
Belki de doğru soruları sormalıydık bu zalim hayata...
Dayanabilecek bir sırt olabilmiş miydik ki başkalarına?
Öyle ise bir görmeli iki göz, söz konusu umutsa!
Ne, Empati mi?
Güldürmeyin beni...
Bencilliğin en büyük gizidir, onun masum maskesi.
Neredeyse inandıracaktı beni,
Bir başkası için kendini feda ettiğini!
Peki ya geleceğe dair beslediğim umutlara ne demeli,
Onlarda yüzüstü bırakmıyor mu beni?
Bırak artık bahaneler üretmeyi!
En kötüye hazırla kendini !
Sonunda göreceksin umudun arkasındaki bencilliği...