3 Temmuz 2018 Salı

Durağanlık

Perdeler güneşin salona vuran ışığını engellemiyordu, kanepede otururken sadece etrafı izliyordum. Halının spiral desenleri ilgimi çekmişti. Bakmaya devam ettikçe görüşüm bulanıklaşıyordu. Yavaş yavaş benliğimi kaybediyordum. Olan biteni kabullenip, bu süreçte sadece izlemeye karar verdim.

Açıkçası hiçbir şey olmuyordu etrafımda etraf her zamankinden daha sessiz daha durgun...
"Gerçekten de doğru yerde miyim?" diye sormuyordum kendime, nerede olduğum umurumda değildi o zamanlar, çocukluğumdan yazıyorum anlayın işte...

Şimdi, "O" ana gidiyorum:

 Zaman durdu. Etrafımdaki değişken tek şey düşüncelerim. Gitgide yukarı doğru çekiliyorum, biraz düşündüm de dışarı demek daha doğru olur. Artık görüşümün dışındayım. Gelecek hakkında düşünmeyi kenara bırakalım, hareket etmek bile zor geliyor şuan için. Nefes almayı unutuyorum...

Nefes almak mı? Ne zamandan beri farkındayım verdiğim nefesin?
İnsanların varlığını bilmek bile zor gelmeye başladı. Geçmişim gözümün önünden geçiyor; Soruyorum: "Bu kadar insan bütün uğraşlara rağmen nasıl sürdürebiliyor hayatını?"

İyi ki tüm bunlara katlanmak zorunda deği... Dur bir dakika, o insanlardan birisi de...
Neler oluyor bana? Ellerim hareket ediyor... Ellerim mi?
Benim ellerim var ve hareket ediyorlar! Gerçekten bütün bu olanlara ve olacaklara katlanmak zorunda mıyım ben!..

Neyse, demin ne olduğu hakkında en ufak bir fikrim bile yok. Şuan emin olduğum tek şey yaşamakta olduğum, oysa her şeyi bırakıp gitmek bir an için hoş gelmişti...

Devam mı ediyoruz?
Peki...

"Ellerimi açıp kapadım, ayağa kalktım perdeyi açmak üzere pencereye doğru yöneldim. İnsanlar yine oldukları gibiydiler, peki ya gökyüzü ne demeli ne kadar da güzeldi! Bulutlara bakmaya başlamıştım, o zamanlar rüzgarın bulutları savurduğunu düşünemiyordum, "Dünya dönüyor!" diyordum kendime...

Hiç yorum yok: