Düşüncelerim fazlasıyla derinleşmeye başladı. Yolumu kaybetmem pek olası değil o yönden endişeniz olmasın çünkü yolumu aydınlatan ışık fazlasıyla güçlü.
Nasıl tarif edebilirim size şöyle söyleyeyim: Öğle vakti, düz bir alandasınız, kapattınız gözlerinizi, sizi ısıtan ve her ne kadar kapalı da olsa gözlerinizi aydınlatan bir ışık görüyorsunuz, oraya doğru gitmek çok da zor olmasa gerek değil mi? Şu aralar gözlüklerim yanımda değil yine de ilerlemeye devam ediyorum.En büyük sorunum...
Bir bahane gibi olmasın ama bazen durup sırtımı veriyorum güneşe dinleneyim diye, birileri çıkıp acımasızca vuruyor göğsüme. Geri geri de olsa ilerlemiş oluyorum doğru istikamete.
Biraz dinlenmeye ihtiyacım var orası belli ama bunu nasıl yapabilirim bilemiyorum. Şuanlık çareyi zihni meşgul etmekte buluyorum. Daha önce de dediğim gibi aklı meşgul eden yerdedir ilgi. Biraz fazla yüklendiler üzerime, panzehirim artık fayda etmiyor gibi. Şikayet ediyorum sanmayın sakın... Halimden memnunum ama, garip tepkiler vermeye başladı vücudum.
Parçalanmaya başlayacağımdan korkuyorum, uzun bir süredir de kaçınılmaz sonumu ertelediğimi düşünüyorum. Kendimi korumak için zihnimin son silahını kullanmasına izin vermek istemiyorum.
Biraz fazla ivmelendim, şimdi kim yavaşlatacak beni? Yolun sonuna az kaldı ama hala zamanım var... Tekrar ince çizginin üzerindeyim. Ya parçalanacağım ya da güneşin sıcağında erimeye razı olacağım.
Bir de imkansız gözüyle baktığım bir ihtimal var: Arkamdan tutup ters ivme yaratacak tanıyamadığım birisi...
Hiç yorum yok:
Yorum Gönder